Yüksek frekans ve kısmen MF menzilinde (aslında yaklaşık 1 MHz'den 30 MHz ye kadar), gök dalgası yayılması en çok iyonosfer yansımadan etkilenir ve atmosfer iyonlaşma yoğunluğu değiştikçe frekans da değişir, yüksek iyonlaşma yoğunluğu ile ilgili olarak yüksek frekans (meydana gelir). Yayılma boyundaki değişiklikler günün, yılın hangi evresinde oluşuna, diğer iyonosfer durumları ile birlikte güneş lekelerine göre oluşur.


Gece/gündüz konumunu sağ üst taraftaki gece/gündüz simgesine fare ile basarak seçiniz ve fareyi en soldaki gemi üzerine getiriniz. Hangi geminin yayını alınıyorsa orada yeşil bir alan görülecektir.


Gündüz şartlarında iyonosfer tabakasından geri dalga yansıması oluşur (katman E). Böylece uzun yayılmalar için daha fazla elektromanyetik dalga gereklidir ve bu yüzden daha yüksek bir frekans kullanılmalıdır. Gece şartlarında elektromanyetik dalgalar daha yüksek katman olan F2'den yansır. Bu durumda, genellikle daha düşük bir frekans iletişim için yeterli olur.

İyonosferin tabakasının yüksekliği hakkındaki bilgi günlük olarak birkaç gözlemevi tarafından sağlanır. Avrupadaki en bilinen gözlemevi tüm dünyaya (www.iono.noa.gr) web sitesi üzerinden yayın yapan Yunanistan'daki Atina Ulusal Gözlemevidir. Burada bulunan bir telsiz operatörü katmanın o andaki yükseklik ve yoğunluk (f0) durumunu bulabilir.

Yansıma (alfa) açısı hem katman yüksekliğine, hem de yansıma noktasının denizden ya da karadan olan uzaklığına (d) bağlıdır ve aşağıdaki formül ile hesaplanabilir:

alfa = arc tg ((d/2)/h)

(İyonosferik dalga yayılması esnasında) sadece bir yansımanın olduğu durumlarda, buna sekmeli(atlamalı) yayın denir. Sekmeler (atlamalar) ne kadar çoksa, yayılma mesafesi o kadar büyüktür. Ancak yayının kalitesi azalmışsa (düşmüşse), daha fazla enerji gerekir. Gerektiği durumlarda tek sekme (atlama) kullanılması tavsiye edilir).

Tek sekmeyle belli bir istasyona ulaşmak için (gemi, RCC, veya benzeri istasyonlarla), iletişim sadece belli sınırlar içinde LUF ( Kullanılabilen En Düşük Frekans) 'tan veya MUF (Kullanabilen En Yüksek Frekans)' tan yapılır. En etkin iletişime MUF'ın %85 ile OTF (En Etkin Trafik Frekansı) denir. Eğer telsiz operatörünün herhangi bir kanalı seçmediği durumlarda, ancak sadece deniz trafiğine tahsisli olanları seçtiği durumlarda, en yakın mevcut frekansı kullanmalıdır. MUF ve OTF aşağıdaki fomülle hesaplanır:

MUF=f0/cos (alfa)

OTF=MUF * 0.85

LUF, verici cihazının gücüne, hassasiyetine ve alıcının ayarlanmasına bağlıdır.

Sinyalin yeryüzüne yeniden ulaşmadan önceki gittiği mesafeye sıçrama mesafesi denir. Görüleceği gibi hiç bir sinyalin alınamadığı genelde (sıkça) yer dalgası yayın alanı sınırları ve hiç bir sinyalin alınamadığı yansıma bölgesi (gök dalgasının yer yüzüne düştüğü yer) arasında bir alan vardır. Buna da ölü bölge veya sıçrama bölgesi denir. Sıçrama bölgesinde iletişimi sağlamak için frekans düşürülmelidir.

Genellikle:

  • Gündüz kullanılabilen en yüksek frekans geceninkinden (gece kullanılan en yüksek frekanstan) daha yüksektir.
  • Yaz mevsiminde kullanılabilen en yüksek frekans kış mevsimindekinden (kışın kullanılan en yüksek frekanstan) daha büyüktür.
  • Güneş hareketlilikleri (faaliyetleri) artarsa, MUF ve OTF (de) artar, sıçrama mesafesi azalır.
  • Güneş hareketlilikleri azalırsa, MUF ve OTF azalır, sıçrama mesafesi artar.

Yer dalgası gece ve gündüz her zaman yayılır. Bir MF istasyonunun alanının gündüz şartlarındaki hizmet alanı, yayılmanın yer dalga şeklinin kendine has özellikleriyle saptanır. Bu (da) taşıyıcı dalga frekansı ve yerin etkin iletkenliğinden etkilenir. Seyrüsefer halindeyken iletkenlik karadakine nazaran daha yüksektir. Mesafe belirgin bir şekilde verici istasyonunun gücüne bağlıdır. Tüm kayıtlı gemi istasyonlarının 150 deniz mili içinde (Deniz Bölgesi A2 için en düşük gereklilik) kıyıya ulaşmak için gereken gücü olmalıdır.

Gece bir sinyal iyonosfer vasıtasıyla bir yer dalgası ile birlikte bir gökyüzü dalgası olarak yayılır, bu yüzden mümkün olan iletişim mesafesi daha yüksektir. İyonosfer tabakasından gelen yansıma sıçrama mesafesi denilen olaya sebep olur, ancak MF yayılımı içinde, bu mesafe yer dalgalarıyla kapatılır (ve) bu yüzden sıçrama alanı oluşmaz/yoktur.

Normal şartlarda bir gemi diğer istasyonlarla bağlantı kurmak için DSC 'yi kullanır. Öncelikli iletişimler (tehlike, acilelik ve emniyet) için DSC 2187.5 kHz kullanılmalıdır. Ancak geminin rutin çağrıları (öncelikli olmayanlar) için gemi, kıyı istasyonu çağrıları için dubleks frekans 2189.5 kHz (gemi gönderme frekansı) /2177 kHz(gemi alış frekansı) kullanılması gerekirken, simpleks frekans 2177 kHz ise, gemiden gemiye aramalar için kullanılır.

Bağlantı kurulduğunda, telsiz operatörü (uygun) bir çalışma frekansına geçmelidir. Öncelikli bağlantılar (tehlike, acelelik ve emniyet) için telsiz telefon ile 2182 kHz frekansı kullanılmalıdır. Rutin görüşmeler için, telsiz operatörü özel bir MF bölgesi (Ekler'e bakınız) için frekans listesini gözönüne almalıdır. Gemi/gemi haberleşmeleri için 1. bölgede 2045 kHz veya 2048 kHz frekansları kullanılmasına rağmen, 2. ve 3. bölgeler için 2635 kHz veya 2638 kHz frekansları kullanılır. Gemi kıyı iletişimleri için, kıyı istasyonu gemi için (uygun bir) çalışma frekansı sağlar.

HF

HF iletişimi her zaman gökyüzü dalga yayılımı olarak iyonosfer tabakası vasıtası ile sağlanır. Bu (da) verimli bir uzun kapsamlı iletişim ile sağlanır. İyonosfer tabakasının durumu öncelikle gece ve gündüz şartlarına göre sürekli olarak değişir. Gece gök dalgası iyonosfer tabakasında daha yüksek bir katmandan ışığın kırılmasından dolayı yer yüzüne daha uzak mesafeden geri döner.

İdeal iletişim için OTF (En Etkin Trafik Frekansı) kullanılır. Ancak gemi telsiz operatörünün deniz trafiğine tahsisli bu frekansları kullanması sınırlandırılmıştır. Bu frekansların resmi listesi ITU yayınlarının yanısıra, bu yayınlara benzerlik gösteren ALRS cilt 1-6 gibi diğer yayınlarda da bulunmaktadır. Bu frekanslara bandlar denir.
Düzenenlenen bu bandlar; 4MHz, 6MHz, 8MHz, 12MHz, 16MHZ, 18MHZ, 22MHz ve 25/26MHz bantlarıdır. Tüm bu bantlar hem sesli iletişim için hem de DSC ve diğer (teleks, telgraf...) frekanslarını içerir. Öncelikli görüşmelere tahsisli frekanslar, dünyanın kabaca yarısını (yeterince) kapsadığı için sadece 16 MHz bandına kadar olanlardır.

Bu yüzden operatör OTF'ye en yakın olan frekans bandını kullanmalıdır. Tam frekans iletişim önceliğine (öncelik/rutin) ve iletişim tipine (DSC, ses, teleks...) bağlıdır. SOLAS kapsamına girmeyen gemiler için öncelikli frekanslar listesini (Ekler'e bakınız) telsiz istasyonunda kolayca görülebilecek en yakın yerde olması önemle tavsiye edilir. Rutin gemi gemi görüşmeler için çalışma kanalı listeden (Ekler'e bakınız) alınmalıdır.

Bu frekanslar ayrıca ALRS, ITU'ya da benzer yayınlanmış neşriyatlarda mevcuttur. Not: Bu frekanslar simplekstir. Gemi kıyı (dubleks) haberleşmeleri için, çalışma frekansları zaten kanalların içinde mevcuttur. Kanal numarası 3 (YXX)'den 4 (YYXX) rakamlı olanlarda Y veya YY MHz bandı, XX MHz bandındaki birbiri ardından gelen sayıyı gösterir. Örneğin: CH 603, 6 MHz bandındaki üçüncü kanal anlamındadır, CH 1210, 12 MHz bandındaki onuncu kanal demektir.


FREKANS NASIL SEÇİLİR

Eğer telsiz operatörü diğer gemiye ya da kıyı istasyonuna olan mesafeyi biliyorsa, OTF'yi hesaplamalı ve daha sonra en yakın frekans bandını seçmeli ve daha sonra da uygun frekansı bulmalıdır. Gemideki sıradan bir telsiz operatörü OTF'yi hesaplamak için gerekli bilgiye sahip değilse, OTF sıkça deneyimle hesaplanabilir. Aşağıdaki simülasyon çabuk hesap yapmak için faydalı olabilir. Not: Sonuçlar tam durumu göstermez, ancak deneyimle ilgil hesaplamalardaki takribi sayılardır.




Dünya haritasında fareyi tıklatarak her hangi bir yer bul, seçme alanıyla frekans bandını değiştir ve gemi istasyonu ile (yeşil yarı transparan rekli olan) kontrol et.
Fare imleçi gemi üzerine getirerek, şu anda geminin tam olarak bulunduğu durumu kontrol edebilirsiniz.Yeşil çizgi sınırı maksimum erim mesafesini gösterir. Kırmızı çizgi sınırı ise, sıçrama mesafesini gösterir. Beyaz dikdörtgenler HF CRS'yi gösterir.